EK SAYFA – 1547-2
39. MÜŞRiKLERiN NEBİ S.A.V. ALEYHiNE YEMiNLEŞMELERi
حدثنا عبد
العزيز بن عبد
الله قال:
حدثني إبراهيم
بن سعد، عن
ابن شهاب، عن
أبي سلمة بن
عبد الرحمن،
عن أبي هريرة
رضي الله عنه
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم حين أراد
حنينا:
(منزلنا غدا إن
شاء الله،
بخيف بني
كنانة، حيث
تقاسموا على الكفر).
[-3882-] Ebu Hureyre r.a. dedi ki: "Reslilullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem Huneyn üzerine yürümek isteyince şöyle buyurdu:
İnşailah yarın konaklayacağımız yer onların küfür üzere
yeminleştikleri yer olan Kinane oğulları Hayfi olacaktır."
Fethu'l-Bari Açıklaması:
"Müşriklerin Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem aleyhine
yeminleşmeleri." Bu olay Nebiliğin yedinci yılı Muharrem ayının birinci
günü olmuştur.
Necaşi, Cafer'i ve beraberindekileri (Medine'ye yolcu etmek
üzere) hazırlamış bulunuyordu. Geldiklerinde de Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Hayber'de idi. Bu olay ise o yılın Safer ayında olmuştur. (Bk. 1318
numaralı hadis) Muhtemelen Necaşi onları yolculamak üzere hazırladıktan sonra
vefat etmiştir. Beyhaki'nin Oelailu'n-Nübuwe adlı eserinde Mekke'nin
.feth.inden önce olduğu belirtilmektedir ki, doğru olma ihtimali daha
yüksektir. ıbn ıshak, Musa b. Ukbe ve diğer Megazi bilginleri der ki: Kureyş
ashab-ı kiram'ın em an (güvenlik) altında oldukları bir yere konakladıklarını,
Ömer'in İslama girdiğini, İslamın kabileler arasında yayıldığını görünce
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i öldürmek kararını aldılar. Bu karar
Ebu Talib'e ulaşınca o da Haşim oğulları ile Muttalib oğullarını topladı.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i kendi mahallelerine aldılar ve onu
kendisini öldürmek isteyenlere karşı korudular. Ebu Talib'in bu çağrısını
aralarından kafir olanlar dahi kabul etti ve cahiliye adeti üzere hamiyet
duygusuyla bu işi yaptılar. Kureyş onların bu davranışlarını görünce bu sefer
kendileri ile Haşim ve Muttalib oğulları arasında kendilerine Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i teslim edecekleri vakte kadar onlarla hiçbir
ilişkiye girmemek ve onlara kız alıp vermemek üzere bir belge düzenlemek
hususunda ittifak ettiler. Onlar bu kararlarını uygulamaya koydular ve bu
belgeyi de Ka'be'nin içine astılar. Bunu yazan kişinin adı Mansur b. İkrime b.
Amir b. Haşim b. Abdi Menaf b. Abdu'd-Oarr b. Kusay olup, daha sonra parmakları
felç oldu.
İbn İshak der ki: Bunun üzerine Haşim oğulları ile Muttalib
oğulları Ebu Talib'in yanında yer aldılar. Ancak Ebu Leheb müstesna, o
Kureyşlilerle birlikte oldu. Oenildiğine göre onları boykotun başladığı tarih,
Nebiliğin yedinci yılı Muharrem ayıdır. İbn İshak der ki: İki ya da üç yıl bu
hal üzere devam ettiler.
Musa b. Ukbe ise bu sürenin üç yılolduğunu kat'i olarak ifade
etmiştir. Nihayet (Nebi ve Beraberindekiler) çok zor duruma düştü. Gizli saklı
olması hali dışında onlara yiyecek hiçbir şey gelmiyordu. Hatta bazı akrabaları
arasında akrabalık bağını gözetmek amacıyla gizli saklı bir şeyler gönderdiğini
tespit ettikleri kimselere dahi işkence ediyorlardı. Bu hal sahifede
yazılanları bozmak üzere faaliyete geçen ve bu hususta en gayretli çalışmalarda
bulunan Hişam b. Amr b. el-Haris el-Amirı'nin harekete geçtiği vakte kadar
devam etmiştir. Onun baba tarafından annesi kendi dedesi onunla evlenmeden önce
Haşim b. Abdi Menarın nikahı altında idi. Bu sebeple onlar Ebu Talib şi'binde
(mahallesinde) muhasara altında iken onları gözetirdi. Daha sonra Zuheyr b. Ebi
Umeyye'nin yanına gitti. Onun da annesi Atike Abdulmuttalib'in kızı idi. Bu
hususta onunla konuşunca ona muvafakat etti. Her ikisi kalkıp, Mut'am (Mut'im)
b. Adiy'in ve Zem'a b. el-Esved'in yanına gittiler. Hepsi bu hususta görüş
birliğine vardı. Hicr'de oturun ca bu hususta söz açtılar ve bunu reddettiler.
Ona karşı çıkmak üzere de ittifak ettiler.
EbuCehil, bu, geceleyin hazırlanmış bir plandır dedi. Sonunda
sahifeyi (Ka'be'den) dışarıya çıkarttılar, yırtıp parçaladılar, hükmünü iptal
ettiler. İbn Hişam'ın naklettiğine göre onlar bir kurdun, yüce Allah'ın adı
dışında içindeki bütün yazıları yemiş olduğunu gördüler.
el-Vakıdl'nin naklettiğine göre onların Şi'b'den dışarı çıkması,
Nübuvvetin 10. yılında olmuştur. Bu da hicretten üç yıl önceye rastlar. Ebu
Talib de oradan dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra vefat etti.
İbn İshak der ki: Ebu Talib ve Hatice aynı yılda vefat etmiştir.
Bunun üzerine Kureyş Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Ebu Talib hayatta
iken yapmadıklarını yapmaya koyuldu.
Bu anlatılanlardan Buhari'ye göre herhangi bir şey sabit
görülmediğinden dolayı o bu hususta kıssanın aslına delalet etmesi için Ebu
Hureyre yoluyla gelen hadisi zikretmekle yetinmiştir.
İleride yüce Allah'ın izniyle Meğazi bölümünde Mekke'nin Fethi
gazvesi ile alakalı hadisin açıklaması gelecektir. (bkz. 4284 nolu hadis)